Cuma, Eylül 26, 2014

Rosso come il cielo (2006), yön. Cristiano Bortone

image

Rosso come il cielo, ses editörü Mirco Mencacci'nin gerçek hayat hikâyesine dayanan bir film. Mirco, yaşıtlarının çoğu gibi hayat dolu bir çocuk ve sinemaya ilgi duyuyor; ama ne yazık ki başına gelen bir kaza sonucu, kelimenin gerçek anlamıyla, hayatı kararıyor. Evde muzırlık yaparken bir tüfek gözüne patlıyor ve Mirco görme yetisini kaybediyor. Başta tamamen kararmasa da dünyası, eskisi gibi göremiyor artık. Dönemin İtalya'sında ise görme engelli çocukların diğer çocuklarla birlikte devlet okula gitmesi yasak, görme engelliler için olan bir okula gitmeleri veya daha doğrusu oraya neredeyse kapatılmaları gerekmekte. Bu durum ise çocukları toplumdan daha da dışlamaktan ve onların dünyalarını kısıtlamaktan başka bir işe yaramıyor, zira Mirco'nun yollandığı okulda çocuklara dokuma yapmak veya ses operatörü olmaktan başka bir gelecek beklememeleri öğretiliyor. Neyse ki Mirco, farklı bir çocuk. Gittiği okula uyum sağlamamakta direniyor, o kendisi olmaya çalışıyor bütün kurallara, kısıtlamalara ve yasaklara karşın.

Mirco oldukça yaratıcı bir çocuk ve geniş bir hayal gücüne sahip. Bu durum onun sinema sevgisi ve gittiği filmlerin tecrübeleriyle birleşince onu özgün bir karakter hâline getiriyor. Mirco, bulduğu teyp kayıt cihazıyla dünyayı algıladığı gibi kaydetmeye ve sesler aracılığıyla hikâyeler anlatmaya başlıyor, bir çeşit film gibi yani ama görüntüsüz olarak. Projeler üretmeye başlayan Mirco'ya okuldaki arkadaşları da katılıyor ve birlikte harikalar yaratıyorlar. Film, çocukların anlattığı hikâyeleri görmek için bile izlenebilir sadece. Çocukların kendi uğraşılarına karşı duydukları istek ve bağlılık, tüm yasaklara rağmen tutundukları kararlı tavır ve sundukları katıksız hayal gücü oldukça etkileyici.

image

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder